Ahşaba Dokunurken Arınmak: Oyma Sanatında Katharsis

Ahşap oymada arınma, tamamen zihinsel ve duygusal bir süreç olarak yaşanır ve çoğu zaman farkında olmadan ortaya çıkar. Bu durumun gerçekleşmesine yönelik değişik duygular yaşanır:

Ahşap oyma sürecinde odaklanma, dikkat ve sabır gerekir. Bu derin yoğunlaşma hâlinde kişi gündelik hayatın stresini, sıkıntılarını ve bastırdığı duyguları adım adım yüzeye çıkarır. Oydukça, içindeki öfke, kırgınlık, özlem ya da sevgi gibi duygular biçime bürünür ve ahşap üzerinde görünür hâle gelir. Duygu dışa vurulur ve ruh rahatlar.

Oyma işlemi sırasında zaman algısı kaybolur, zihin “şimdi”ye odaklanır. Bu derin konsantrasyon hâli, meditatif bir sessizlik yaratır. İnsan bu süreçte düşüncelerden arınır, zihinsel yüklerinden kurtulur ve ruhsal bir dengeye ulaşır. Kişi zihnini temizler, iç dünyasını sadeleştirir.

Ahşap, sabırla şekillendikçe insanın iç dünyası da şekillenir. Bir motif, bir hatıra ya da bir duygunun temsilcisi olur. Örneğin bir çocukluk anısını oyma ile anlatmak, geçmişle yüzleşip onu kabul etmenin bir yoludur. Bu yüzleşme, duygusal bir boşalmaya ve içsel arınmaya yol açar.

Ortaya çıkan eser sadece bir nesne değildir; kişinin iç dünyasının, duygularının ve hikâyesinin bir yansımasıdır. Bu tamamlanmışlık hissi, kendini ifade etmiş olmanın verdiği huzurla birleşir. Sonuçta kişi hem ruhsal olarak hafifler hem de kendine yeni bir anlam alanı açar.

Ahşap oyma, sadece fiziksel bir el işi değildir; kişinin bastırılmış duygularını açığa çıkardığı, geçmişle yüzleştiği, zihnini sadeleştirdiği ve ruhunu arındırdığı bir katharsis sürecidir. Oydukça arınır, arındıkça daha derin ve anlamlı eserler üretir.

 

This Post Has 2 Comments

  1. Tevfik Arpacı

    Harika tespitler, kaleminize sağlık 🙏

  2. Nuket

    Ahşaba her dokunduğumda aslında kendi dunyamada dokunuyorum. Elimdeki ağaç, içimde taşıdığım bütün karmaşayı sessizce dinliyor. Öfkem, sabrım, kaygım, sevinçlerim… Hepsi darbelerime karışıyor.

    Bazen korkularım oyduğum çizgilere düşüyor. Bazen içim coşuyor; nesem şekillere dönüşüyor. İyi ve kötü ne varsa, hepsi bir bütün olup ahşabın damarlarına siniyor.

    Oyarken bir yanım mücadele ediyor, bir yanım teslim oluyor. Ve o an anlıyorum: Hayat da ahşap gibi… Kırılgan ama güçlü, sert ama içinde derin bir ruh var.

    Her oyduğum çizgi, aslında iki hayatın kesişmesi. Bir yanında ağacın yıllar boyu taşıdığı sırlar, diğer yanında benim ruhumdan derin izler…

Bir yanıt yazın